Vergilendirme sisteminin tarihi ve gelişimi

İnsanoğlunun devletleştiği dönemlerin başlarından itibaren devletin ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve devleti oluşturan bireylere verilmesi gereken kamu hizmetlerini verebilmek için vergilendirme sistemine başvurulmuştur.

Vergilendirme sisteminin tarihi ve gelişimi

21. yüzyılda vergilendirme, bir devlette yaşayan bireylerinin yani kamu giderlerinin karşılanması amacıyla geliştirilmiş kaynakların en önemlisidir. Küçük insan toplulukları, siyasal toplumlar halini almaya yani devletleşmeye başladığı zamandan beri, kolektif nitelikteki ihtiyaçları tatmin karşılamak üzere toplumu oluşturan bireylerin vergiler aracılığıyla sorumlu tutma yöntemlerini aramışlardır. Bu yöntemleri etkin bir şekilde kullanma arayışına düşen devletler, kamunun sosyal, ekonomik, kültürel yapısını göz önünde tutarak farklı zamanla teknikler benimsemişlerdir. Gelin vergilendirme uygulamasının tarihine birlikte kısaca göz atalım.

       Vergilendirme sisteminin tarihi ve gelişimi - Resim : 1

Dünyada vergilendirme tarihi:

İlkçağda vergilendirme:

Eski Yunan, ilkçağın en önemli devletlerinden birisi konumundadır. Roma yasalarına göre yurttaşlar sahip oldukları maddi duruma göre birkaç gruba ayrılmıştır. Birinci sınıfa çiftliklerinde her yıl 500 kilo buğday veya 500 metreküp şarap ya da zeytinyağı üretenler dahilken, ikinci sınıfa 300, üçüncü sınıfa 150, dördüncü sınıfa ise 150'den de az üretimde bulunanlar girmekteydi. Ticaret, zanaat gibi yollarla gelir elde edenler, bunların değerine eşit gelirlerine göre bu dört sınıftan birine alınıyordu. Vergi yükümlülüğü ilk üç gelir grubuna girenler vergi yükünü orantılı bir şekilde paylaşırken, dördüncü grubu oluşturanlar vergiden muaf tutulmaktaydı. Ancak dolaysız vergiler, bugünkü anlayışın tersine olarak, özgür olanlara layık görülmemekteydi, bu sebepten dolayı vatandaşların maddi varlıkları devletin paraya ihtiyacı olduğu olağanüstü zamanlarda vergilendirilmekteydi.

           Vergilendirme sisteminin tarihi ve gelişimi - Resim : 2

Ortaçağ'da vergilendirme:

Ortaçağda Roma İmparatorluğunun yıkılmasının ardından başlayan dönemlerde, egemen feodal düzenin siyasal yapısına paralel olarak, vergilendirme yetkisi derebeylikler arasında parçalanmıştır. Her feodal bey topraklarını işleyen, ormanını değirmenini ve fırınını kullanan serfleri kullandıkları imkan ve ürünlerin karşılığı olarak ürünlerinin belli bir miktarını alarak ve belirli angaryalarda çalıştırarak kendi tercihlerine göre vergilendirmektedir. Bu bağlamda Ortaçağın ilk dönemlerinde belli başlı mali yükümlülükler olmasıyla beraber, bunların para ile ödenen gerçek anlamdaki vergiler olmadığı neticesinde görülmektedir. Ortaçağın ilerleyen dönemlerinde, giderek gelişen para ekonomisi nedeniyle olsa gerek mali yükümlülüklerin üretilen ürünlerin yerine para şeklinde ödenmesi mümkün olmuştur ve belirli bir raddeden sonra zorunlu olmuştur. İmparatorluğa ait mülk ve gelirlerin devletin giderlerini karşılayamaması sebebiyle, vergilendirme tek çıkar yolu olarak görülmüştür.

        Vergilendirme sisteminin tarihi ve gelişimi - Resim : 3

Yakınçağda vergilendirme:

Yakınçağın başlangıcına damgasını vuran ve burjuva düşüncesinin bir yankısı olan 1789 Fransız Devrimi sonucunda kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin 13. maddesinde vergilendirmede eşitlik ve yasallık ile ilgili bütün tanımların yapıldığı görülmektedir. Bildiride benimsenen ilkeler, bütün dünyada yazılı anayasaların kabulüyle günümüz devletlerinin hukuk düzenlerine uyarlı hale gelmişlerdir. Bu hususta Yakınçağ vergilendirmeye ilişkin üç noktada ortaçağdan ayrılmaktadır:

Birinci olarak, ayni ekonomiye ilişkin unsurların yerine, para ekonomisinin geçtiği gözlemlenmektedir. İkinci olarak, para ekonomisi ile ideolojik alandaki gelişmelerin de etkisiyle, rasyonalizm ve iktisadiliğin devlet ekonomisi açısından gösterdiği önem gitgide artmaya başlamıştır. Üçüncü olarak ise ortaçağ kamu ekonomisini karakterize eden bir yandan imparatorluk ile feodal senyörler arasındaki, diğer yandan feodal senyörlerle halk temsilcileri arasındaki ikili durum, anayasalarda yapılan kuvvetli değişikliklerle azaltılmış, hatta kısmen ortadan kaldırılmıştır.

Etiketler