Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleri

Ülkemizin yakın ekonomik tarihi için büyük önem arz eden Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik bunalımlarına genel bir bakış.

Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleri

Türkiye’nin 1990’ların başından beri devam eden makroekonomik sıkıntıları ve mali yapısındaki bozuklukları önüne geçilemez bir hal almıştı. Bu dönemde ortaya çıkan 1994 krizi,
1997 Asya ve 1998 Rusya krizi de zaten mevcut sorunları iyice yüzüstüne çıkarmış ve bu yüzden de ülkemiz her bir krizden ayrı ayrı etkilenmiştir.

Ekonomideki sözünü ettiğimiz mevcut sıkıntıları çözmek amacıyla, 1999 yılında IMF ile bir Stand-by anlaşması yapılmıştır ve program üç yıllık bir süreyi kapsamaktaydı. Programın amacı, üç haneye ulaşmış olan enflasyon rakamlarının kademe kademe aşağılara çekilmesi, reel faiz oranlarını düşürülmesi, kamu sektörü temel fazlasının çoğaltılması ve ekonominin büyümesini sağlamaktır. Bu sebeplerden dolayı ise sıkı maliye ve para politikalarına ve yapısal reformlara başvurulmuştur.

Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleri - Resim : 1

Kasım 2000’e kadar geçen zamanda, faiz oranları düşürülmüş, ekonomik büyüme arttırılmış ve enflasyon düşme trendine geçmiştir ve başlangıçta alınan bu sonuçlara bakıldığında başarılı gibi bir durum izlenimi yaratmaktaydı. Ancak Türk Lirası aşırı değer kazanmış ve cari açık artmıştı. Yeni oluşan bu durumlar piyasaya olan güvenin azalmasına sebep olmuş ve yabancı sermaye girişlerinin azalmasına yol açmıştır. Bu da beraberinde likidite artış hızını düşürmüş ve kısa süreli de olsa faizleri yükseltmiştir. Kısa süreli faiz artışları, tahvil ve bono fiyatlarında ani ve keskin bir düşüş yaşanmıştır. Oluşan bu olumsuz ekonomik koşullar da panik ortamının tetiklenmesine sebep olmuştur.

Kasım 2000 Ekonomik Krizi:

Kasım 2000’de yaşanılan ekonomik kriz sonucunda, faiz oranları daha önce görülmemiş düzeylerde yükselmiştir. Bu durum bankaların zaten kötü olan ekonomik yapılarının daha da bozulmasına neden olmuştur. Merkez Bankası’nın müdahaleleri de etkisiz kalınca, Aralık ayında repo faizi yüzde 1700’e yükseldi. Borsa İstanbul ise o sırada keskin bir düşüş yaşayarak, endeks yüzde 26 oranında değer kaybetti ve 8000’in altına düşmüş oldu. Bütün bu mali kriz ortamında ayrıca Demirbank'ın TMSF'ye devredilmesinden dolayı da bankacılık krizi boy göstermeye başlamıştır

Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleri - Resim : 2

Şubat 2001 Ekonomik Krizi:

Oluşan bankacılık krizi ve piyasalardaki olumsuz beklenti durumu Şubat 2001’de yeni bir
ekonomik kriz ortamı doğurmuştur. Bu duruma ek olarak, dönemin Cumhurbaşkanı ve
Başbakanı arasında, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında çıkan tartışma, piyasaları iyiden 
iyiye paniğe sürüklemiştir. Türk Lirası bu dönemde yeniden spekülatif atılımlarla baş başa kalmıştır. Bankacılık sistemini vuran Şubat 2001 ekonomik krizi etkisini borsada da hemen hissettirmiştir. Standart and Poor’s ve Fitch gibi uluslararası derecelendirme kurumları, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik bunalım nedeniyle kredi notlarının düşürüleceğinin açıklanması, piyasalara olan güvenin azalmasına sebep olmuştur ve yabancı yatırımcılar Borsa İstanbul'dan uzaklaşmaya başlamıştır

2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin sonuçları:

Krizler arka arkaya gelmesi, ekonomimizde büyük sorunlara yol açmıştır. Ekonomi çökmüş,
etkilenmeyen sektör, kişi ve kuruluş neredeyse hiç kalmamıştır. Borsa İstanbul Şubat ayının sonunu büyük kayıplarla kapatmıştır. Özellikle Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki çıkan tartışma büyük borsa düşüşlerine sebebiyet vermiştir.

Dönemin hükümeti kur politikasını terk etmek zorunda kalıp, serbest kur politikasına geçtiğini açıklamıştır. Kriz sonrasında ekonomiyi yöneten önemli makamlarda değişiklikler yaşanmış, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı mevkilerini devretmek zorunda bırakılmıştır. Kriz sonrası ekonomimiz yüzde 9 oranında daralmış ve 19 bankanın kapanmasına sebep olmuştur. Enflasyonun yüksek seyretmesi sonucunda bir çok kişi işsiz kalırken kişi başına düşen milli gelir azalmıştır.

2000 - 2001 krizleri sonucunda ekonomimiz İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşadığı en büyük sıkıntıları yaşamıştır ve borç yükü de önemli ölçüde artmıştır. Krizlerden sonra toparlanmakta güçlük çeken ülkemizin ekonomisi ancak 2004 yılında IMF'den alınan 16 milyar dolarlık krediyle kendine gelebilmiştir.

BirBorsa / Şeref Alp Songeldi

Etiketler